19 Temmuz 2018 Perşembe

Hayatın Kıyısında - Jennifer Niven





Eğer kitabı okumadıysanız bu yazıyı spoiler yazısını görene kadar okuyabilirsiniz.

Diğer adıyla All The Bright Places.

Hayatın Kıyısında kitabını sitelerde açıklamasını okuduktan sonra ''Yaşamayı ölmek isteyen bir çocuktan öğrenen bir kızın hikayesi'' açıklamasının ve ''Bu kitap ışıldıyor'' eleştirisinin üzerine 14 Temmuz tarihinde aldım ve 15 Temmuz akşamında başlayıp 18 Temmuz akşamında bitirdim. Gerçekten de elimden bırakamadım ve çoğu fırsatta okudum. Okumaya başlayınca da başka bir şey yapmam gerekene kadar bırakamıyorum. Yemek yemem gerekene kadar, uykum gelene kadar, bir iş çıkana kadar...

Şuraya açıklamasını bıraktıktan sonra devam edeyim.

***
Yaşamayı, ölmek isteyen bir çocuktan öğrenen bir kızın hikâyesi…

Ölümü büyüleyici bulan Theodore Finch sık sık kendini öldürebileceği yöntemler düşünür ancak her seferinde, küçücük bir güzellik bile ona engel olur.

Violet Markey ise yaşadığı kasabadan ve ablasının ölümünün yarattığı dayanılmaz acıdan kaçmak için mezuniyetine kalan günleri sayarak geleceği dört gözle beklemektedir.

Finch ve Violet okullarındaki çan kulesinin tepesinde karşılaştıklarında kimin kimi kurtardığı belirsizdir. Bu tuhaf ikili, bir proje ödevinde eşleştiklerinde yol onları nereye götürürse; tıpkı hayat gibi büyük, küçük, tuhaf, güzel, çirkin, şaşırtıcı yerlere giderler. Kısa süre sonra, Finch yalnızca Violet'layken kendi olabildiğini; tuhaf, eğlenceli, hayatı doyasıya yaşayabilen ve ucubelikten uzak bir gence dönüştüğünü keşfeder. Violet da yalnızca Finch'leyken günlerin hesabını tutmadan yaşayabilmektedir. Ancak Violet'ın dünyası büyürken Finch'inki küçülmektedir…  


***


Açıklamasında ''Ancak Violet'in dünyası büyürken, Finch'inki küçülmektedir'' yazısı ve yorumlarda gördüğüm Aynı Yıldızın Altında karşılaştırması yüzünden bir çökme yaşadım çünkü bu karaktere kitap bitmeden veda edeceğim anlamı taşıyordu ve ben daha kitabı okumaya başlamadan türlü senaryolar üretip (nasıl becerdiysem) kendimi ne gelecekse ona hazırlamaya çalışıyordum. Oldu mu olmadı mı, bunu siz okuyunca öğrenirsiniz.



Kitapta anlatımı bir Finch bir Violet yapıyordu ve ben ikisine de hayran kalmıştım. Hele bir erkek karakterin ağzından anlatımı böyle güzel yaptığı için Jennifer Niven'a hayran kaldım. İkisinin de çevresini anlatımları çok güzeldi, okurken yaşadım gerçekten. Beni büyüleyen ise ikisinin de iç dünyalarından bahsetmeleriydi. Finch çok aykırı ve bir o kadar da naifti. Violet de bana okuduğum bazı  kitaplardaki genç kız karakterlerinden daha farklı, daha ağırbaşlı mı desem, daha iyi geldi. Violet'i tanımak diğerlerini tanımaya kıyasla çok daha hoşuma gitti. İkisinin de birbirlerine karşı bakışı, iletişimi, sözleri çok güzeldi. İkisi de çok değerliydi. 

Spoilerli kısma geçmeden önce henüz okumayanlar ve kararsız kalanlar için son birkaç şey yazayım. Kitabın her sayfası için ve bitirdiğimde bende oluşturduğu farkındalık için minnetarım. Kitabı okumasaydım kaçıracağım şeyleri düşündükçe şükrediyorum. Bu deneyimi yaşadığım için, gerçekten minnettarım. Kitap bitirdiğinizde onunla ilgili her şeyin biteceği bir eser değildi. Tam olarak sizinle kalan ve kalmasına ihtiyacınız olduğunu hissedeceğiniz bir eserdi. İlk başlarda okurken beni depresif ve durgun hissettireceğinden korktum ama tam tersi oldu, gerçekten tatmin ediciydi ve çok mutluyum.


Bu kısımdan sonrası SPOİLER içerecek.


Finch'in okulun rehberlik danışmanıyla görüştüğü ve babasının bipolar hastalığına sahip olduğunu öğrendiğim kısımda ''Acaba Finch'de mi?'' diye düşündüm. Bipolar Hastalığı hakkında bildiğim tek şey daha küçükken yapmış olduğum araştırmadan ibaretti. Hatırladığım tek şeyse ''ruh halindeki ani değişimler'' olmasıydı fakat bu kesinlikle Bipolar hastalığını bilmek değil ve bu hastalığa sahip birini de sadece bu cümle ile fark edemeyiz. Ben de kitabı okuduktan sonra araştırmamı yaptım ve bütün o taşlar yerine oturdu. Belirtilerden ve sadece 15 dakikalık bir araştırmadan sonra Finch'in Bipolardan müzdarip olduğunu söylemek çocuk oyuncağıydı ve kafamın içindeki mantık taşlarının yerine oturmalarını hissettim. Yaptığı  bütün o aykırı diye nitelendirdiğim hareketler ve anlamak için dönüp tekrar okuduğum ''Uyku Hali'' meğer bundan dolayıymış. Eğer kitabı okuduysanız (eğer okumayıp da bu kısma geçtiyseniz spoiler seven bir çılgın olabilirsiniz) size de sitelerden Bipolar Hastalığı ile ilgili araştırma yapmanızı öneririm. Hem de bu kitabı okumanızı önerdiğim kadar. Bir bütün olacaklar.

Finch öldüğünde ve Violet zihinsel hastalıkların nasıl da toplumda bir tabu olduğundan, nasıl da eleştirildiğinden bahsettiğinde benim de birçok şeye bakış açımı değiştirdi. Aydınlanmak diyebilir miyim? Evrensel olarak değil belki ama evet, zihinsel hastalıklar konusunda epeyce aydınlandım diyebilirim. Kitabı okuduğum için çok mutluyum. İçindeki hüzne rağmen bana kazandırdıkları için ve beni düşündürdüğü için minnettarım.

Eğer zihinsel hastalıklardan bahsetmeye başlarsam bu uzun bir yazı olacak gibi geliyor ve ben, bunu başka bir başlık altında konuşmak istiyorum. Sadece Hayatın Kıyısında kitabı ile ilgili bir şeyler öğrenmek amacıyla bu başlığa gelenlerin değil, zihinsel hastalıklar hakkında araştırma yapanların denk geleceği bir başlık altında...

Jennifer Niven'a ve kitapta emeği geçen herkese teşekkür ediyorum. Finch ve Violet ile tanıştığım için çok, ama çok minnettarım. Bu kitabı unutabileceğimi düşünmüyorum ve bundan memnunum.

Ne kadar ölmeyi istesen de bana hissettirdiklerin ve yaşama karşı umudumu arttırdığın, endişelerimi azalttığın ve biraz daha cesaretli olabileceğimi hissetmemi sağladığın için teşekkürler Finch.

''Geride kalan'' kişi olup da hayatta geride kalan kişi olmamaya çalışıp kendini yine hafifleştirici koşulların ardına saklamadığın için seninle gurur duyuyorum. Teşekkür ederim Violet.

İkisini de ''bundan daha iyisi olamazdı'' diyeceğim şekilde kaleme aldığın, mesajın, duyarlılığın için teşekkür ederim Jennifer Niven.


Bir daha okumak istiyorum. Unuturum da (mümkün mü acaba) tekrar okurum umarım.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Kimi No Na Wa- Kafa Karıştırıcı Yerler ve Açıklaması

Yazının sahibi ben değilim. Sadece İngilizceden Türkçeye çevirisi bana ait. Orijinal yazı:  https://www.thisisbarry.com/single-post/2017/0...